Minyatür

Ortaçağ Avrupasında hazırlanan el yazmalarının bölüm başlarında metnin ilk harfinin etrafına kızıl-turuncu minium ile (sülüğen, sülyen, kırmızı kurşun tozu) yapılan miniatura adlı tezhipten gelmekte ve sülüğenle boyanmış anlamını taşımaktadır; ancak zamanla minor (küçük) kelimesinin etkisinde kalarak küçük (resim) anlamını da kazanmıştır. İslâm sanatında minyatüre tasvir minyatür, sanatçısına da musavvir veya nakkaş adı verilmiştir. Metni açıklamak amacıyla kitap sayfalarına veya bir albüm içinde toplamak için tek yaprak halinde suluboya ve altın, gümüş yaldızla yapılan minyatürler, ışık gölge oyunlarıyla derinlik duygusu kazandırılmayan küçük boyutlu resimlerdir. Papirüs, parşömen ve fildişi gibi farklı malzemeler üzerine yapılan küçük resimlere de minyatür denilmekte ve bunların ilk örneklerinin eski Mısırlılara ait olduğu görülmektedir.

İlknur Sezgi HEKİMOĞLU
Minyatür Eğitmeni
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden
2001 yılında mezun oldum. Çeşitli sağlık kuruluşlarında “Diş Hekimi” olarak görev yaptım.
Minyatür derslerine 2018-2019 yılları arasında Balaban Tekkesi’nde Gülçin Anmaç Hocam ile başladım.
2019-2021 yılları arasında Albaraka Sanat Atölyesi’nde Gülçin Anmaç Hocam ile devam ettim.
Halen aktif bir şekilde mesleğimi yapıyorum. Evli ve üç çocuk annesiyim.